Sultangazi ve Gaziosmanpaşa ilçelerinde çeşitli suçlar işleyen örgütün lideri olduğu iddia edilen 'Arap Emrah' lakaplı Emrah Sever'in ve örgüt üyelerinin yargılanmasına devam edildi. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Emrah Sever, Tayfun Sidal, Kemal Gezer ile Sami Turan, tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanık Emrah Sever, "Ben iddianamede birinci eylem olarak gösterilen olayda azmettirici olarak suçlanıyorum. Fatih Demir, benim eskiden tanıdığım ve sevdiğim bir arkadaşımdır." dedi.
Vurulduğunda hastaneye ilk giden kişinin kendisi olduğunu söyleyen Sever, "Bu olayda aleyhimize tek delil Burak Irmak'ın beyanlarıdır. Burak Irmak, aleyhimize beyanlarını bir buçuk yıl sonra yapmıştır. Irmak'ın aleyhime olan beyanlarını kabul etmiyorum" diye konuştu.
İddianamede kendisine yöneltilen diğer suçlamaları da reddeden sanık Sever, "Örgüt suçlamasına yönelik olarak şunu söylemek isterim ki, ben herhangi bir şekilde örgüt lideri değilim. Diğer sanıklar kesinlikle benim adamlarım değildir. Çete, Emrah'ın adamları gibi suçlamaları kabul etmiyorum. Bizden çete olmaz. Beraatımı talep ediyorum" şeklinde konuştu.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da beraatlarını talep ederken, avukatları da beraat taleplerini yineledi.
Duruşmaya ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mütalaa hazırlamak için dosyanın tarafına tevdiini isteyerek, sanıkların üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti nedeniyle tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Emrah Sever, Tayfun Sidal, Kemal Gezer ile Sami Turan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Heyet, sanık İsmail Halisdemir hakkındaki imza atmak şeklinde düzenlenen adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına ve yurt dışına çıkış yönündeki adli kontrol tedbirinin ise devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
İddianamede, bahse konu suç örgütünün, Volkan Reçber'in elebaşı olduğu iddia edilen suç örgütü ile geçen yıl İstanbul Adalet Sarayı önünde karşı karşıya gelerek, vatandaşların canlarını tehlikeye sokacak şekilde silahlı eylem yaptıkları belirtiliyor.
Suç örgütünün olası bir kolluk kuvvetinin operasyonunu engellemek ya da en az zaiyatla atlatmak amacıyla bir takım tedbirler aldığına değinilen iddianamede, örgüt üyelerinin gerçekleştirdikleri tüm eylemlerde kullandıkları araçları Alibeyköy Barajı'na attıkları yönünde bilgiler elde edilmesi üzerine, soruşturma savcısının talimatıyla barajdan çıkarılan araçların bir kısmının çalıntı olduğunun belirlendiği anlatılıyor.
Suç örgütü üyelerinin iletişimlerinde polis aracını haber vermek için "Ural" kodunu kullandığı ifade edilen iddianamede, Gazi Mahallesi'nde yaşayan bazı vatandaşların beyanlarına da yer verildi.
Beyanlarda, bahse konu suç örgütünün üyelerinin, Gazi Mahallesi'nde diğer suç örgütüne ait olduğu iddia edilen ve içinde 7 Suriyeli'nin yaşadığı gecekonduyu yaktığı, gerek DHKP/C terör örgütü gerekse de kendi çıkarları için cinayet, gasp, hırsızlık, uyuşturucu ticareti gibi suçlar işlediği kaydediliyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nda görevli Savcı Necip Sarı tarafından hazırlanan ve 5'i firari 20 kişinin şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, 'Arap Emrah' lakaplı Emrah Sever'in liderliğindeki çetenin tespit edilen 5 eyleminin bulunduğu ve bunlardan 3'ü 'kasten öldürme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'genel güvenliğin tehlikeye sokulması', 'silahla yaralama ve tehdit' olarak kaydedildi.
İddianamede, Emrah Sever'in 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma', 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma', 'kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'kasten yaralama' suçlarından 17 yıl ile 32 yıl arasında cezalandırılması talep edildi.
Sever dışında 19 şüpheliye yönelik bilgilerin de yer aldığı iddianamede, şüphelilerin 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma', 'korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme' ve 'kasten yaralama' suçlarından çeşitli oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları istendi.